T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Bakan Pakdemirli: Tağşiş Yapanları Piyasada Yaşatmayacağız

Yayın Tarihi : 20.12.2019

​Türkiye'de 41 ilde, 500 bin ailenin geçimini sağladığı Zeytin ve Zeytinyağı Sektöründe, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği tarafından, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli'nin de katıldığı 'Zeytin ve Zeytinyağı Çalıştayı' düzenlendi. Pakdemirli'nin yanı sıra  İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er ile sektör temsilcileri çalıştayda hazır bulundu. 

Çalıştayda konuşan Bakan Pakdemirli, taklit ve tağşiş konusunda TBMM'ye yeni bir düzenleme getirmeye hazırlandıklarını bildirdi. Pakdemirli, Taklit ve tağşiş yapan firmaları ifşa ettiklerini ve etmeye devam edeceklerini söyledi.

TAKLİT VETAĞŞİŞ VURGUSU

Tağşiş konusunun gündemde olduğunu vurgulayan Bakan Pakdemirli, balda da tağşiş yapıldığına vurgu yaptı. Bakan Pakdemirli "Mümkün mertebe yönetmelik ve mevzuat gereği cezaları son raddesine kadar kullanıyoruz. Yılın ilk günlerinde yasa tasarısı getirmek istiyoruz. Kanunların arkasından dolanan üreticiler var. Tağşişin üzerinde özellikle duracağımızı, tağşiş yapanları piyasada yaşatmayacağımızı, aman vermeyeceğimizi, ticaret imkanı tanımayacağımızı açıkça ifade etmek istiyorum. Günde 323 katı ve sıvı yağ gıda işletmesini denetlemişiz bu sene. Toplam 3 bin 756 denetim ve bin 627 adet numuneden 718'i zeytinyağı numunesi. Burada da 156 firmayı ifşa etmişiz. İfşalarımız sistematik olarak devam edecek. Bu konularda bazen ses çıkıyor, bazen de hatalar olabiliyor. İlk yapılan hatada firmaların ticari hayatını tamamen bitirecek bir aksiyon almak doğru değil ama bu hatalar tekrar ediyorsa sıkıntılar var. Bu konudaki rant da insanları o kadar cezbediyor ki her gün tağşiş tespit etmemize rağmen her gün yeni metodla tağşişler yapılıyor. Tağşişte rant o kadar büyük ki her gün savaş halindeler. Bu savaşta hep birlikte kazanan taraf olmalıyız. Zeytinyağına göre baldaki durum daha vahim. Ticarileşme anlamında ve balı katma değerli satma anlamında sıkıntımız var. Sektörü bu parazitlerden tamamen temizlersek katma değere doğru vites yükseltme şansımız var. Bal aromalı şurup var. Böyle bir şey olmaz. Nar ekşili sos diye bir şey olmaz. Yiyemiyorsak yemeyelim. Alabiliyorsak gerçek nar ekşisi alalım çünkü diğerleri sağlıklı değil. Bunlar yasal ürünler ama sağlığa da dikkat etmemiz lazım. Arıcılıkta 2 bine yakın denetim yapmışız. 860 adet numune var, 96'sında uygunsuzluk tespit etmişiz. 2.2 milyon lira ceza vermişiz. Cezalar yüksek olmasına rağmen tağşişi yapanları caydırmıyor. 3- 5 defa yakalanmasa cezayı karşılıyor. Sektörün de bize bu konuda yardımcı olması lazım. Sektörün otokontrolüne ihtiyacımız var. Yumurtaları aranızda ayıklayın, herkes görecek, bu işte çok fazla katma değer var" diye konuştu.

DAHA ÇOK DESTEKLENMESİ GEREKİYOR

Zeytinin daha çok desteklenmesi gerektiğini belirten Bakan Pakdemirli, 5 yılda 1,5 milyon yabani zeytini aşıladıklarını söyledi. Bakan Pakdemirli, "İyi bir mesafe kat ettik ama istediğimiz yerde değiliz. 2015-2019 yılları arasında 1,5 milyon yabani zeytini aşıladık, 180 bin zeytin fidanı diktik. 3 milyonu aşkın zeytin ağacını ekonomiye kazandırdık. Bunların yıllık 500 milyon lira ekonomiye katkısı var. İzmir'de 36 köyde 80 bin yabani zeytin ağacını aşıladık. 40 bin aşkın zeytin fidanı diktik. Bakanlık olarak zeytinle ilgili desteklerin hepsine devam edeceğiz. Orman tarafında da gideceğimiz çok mesafe var. Orman tarafında iki eksen var. Birincisi, orman vasfı taşıyan ama orman olmayan arazilerin tekrar ağaçlandırılması konusunda zeytinin değerlendirilmesi, ikincisi sahipsiz yabani zeytinlerin aşılanıp ekonomiye kazandırılması konusu var. 2023'e kadar rakamlı bir plan istedim. İzmir'e gelirken Orman Genel Müdürüne kaç tane yabani zeytinin aşılanacağını sordum. 2023'e kadar 2 milyon yabani zeytin aşılacağız diye taahhüt aldık. 500 bin yabani zeytini önümüzdeki yıl aşılamış olacağız. Zeytincilik yapılan illerimizde 300 dekar alanda 12 milyon fidan dikeceğiz. Özel ağaçlandırmayla ilgili yönetmeliğimiz yayınlandı" ifadelerine yer verdi.

MARKALAŞMAYA DİKKAT ÇEKTİ
Türkiye'nin zeytinde dünyayla mutlaka yarışması gerektiğini de belirten Bakan Pakdemirli, organik gübre, markalaşma ve coğrafi işaret konularının önemine dikkat çekti. Pakdemirli, "Organik gübre konusu önemli. Markalaşmaya yoğunluk vermemiz gerekiyor. Markalaşarak ihracat yapmamız gerekiyor. Teşvikler iyi. Coğrafi işaretli ürünlere anlam yüklemek önemli. Rafineyi bir tarafa koyuyorum; sızma zeytinyağlarını hak ettiği gibi işleyip, hak ettiği gibi ambalajlayıp, hak ettiği coğrafi işaret koyup pazarlayamıyoruz. Hepsinin birbirinden güzel özellikleri var. Bunları ambalajlara farklı farklı koyup farklı fiyatlandırarak çok daha iyi pazarlayabiliyor olmamız lazım. Coğrafi işaret tescillerinin bir an evvel bitirip pazarlamayı artırmamız lazım" diye konuştu.

ÜRETİCİNİN GİRDİ MALİYETLERİ YÜKSEK

Zeytin ve zeytinyağı üretiminde girdi maliyetlerinin yüksekliğine dikkat çeken Davut Er, bakanlığın zeytin ve zeytinyağı sektörüne desteklerini sürdürmesini istedi. Er, "Türkiye'de sayısı 80 milyon adet olduğu tahmin edilen ağırlıklı olarak Orman ve Hazine arazilerindeki delice zeytin ağaçlarından en az 20-25 milyon adedinin aşılatılarak üretime kazandırılması da sektörümüze çok büyük fayda sağlayacaktır.   Ülkemizde ağırlıklı olarak kıraç topraklarda yetişen zeytin ağaçlarının büyük bir kısmı sulama altyapısından yoksundur. Bu bakımdan damla ve basınçlı sulama sistemleri, derin kuyu açılması ve sulamada elektrik harcamaları konularında desteğe ihtiyaç vardır. Çiftçimize verilen mazot ve gübre desteğinin de artırılması beklenmektedir. Bize göre, üreticimizin en büyük sorunu fiyat gibi görülse de, esas sorun üretimdeki girdi maliyetlerinin yüksekliği ve bunun sonucunda ürün fiyatının yüksek oluşmasıdır. Sektör olarak bizim beklentimiz, Bakanlıklarınca çiftçinin girdi maliyetlerinin azaltılması ve bunun sonucunda ürün fiyatının rakip üretici ülkelerle uyumlu hale getirilmesidir. Bu sayede, hem iç piyasada tüketici uygun fiyata sağlıklı zeytin ve zeytinyağına erişebilecek, hem de ihracatçımız dünya piyasalarında sürdürülebilir markalar yaratabilecektir" ifadelerine yer verdi.

HEDEFİMİZ İHRACATI 1 MİLYAR DOLARA ÇIKARTMAK

Er 2017-18 ve 2018-19 tam sezon zeytin-zeytinyağı ihracat rakamlarını da kısaca anlattı. Er, "Geçtiğimiz 2018-19 ihraç sezonunda sofralık zeytin ihracatımız tarihi bir rekora imza atarak 91 bin 222 tona ulaştı. Miktardaki artışımız yüzde 34 oldu. Zeytinyağında ise, ihracatımız 66 bin tondan 52 bin tona gerilerken, kutulu zeytinyağı ihracatımız 21 bin ton düzeyini korudu. Önümüzdeki yıllarda, üretici ve ihracatçılarımızın yeni enstrümanlarla daha fazla desteklenmesi ve beklediğimiz üretim artışının gerçekleşmesiyle birlikte ihracatımızın önümüzdeki 5 yıl içinde 1 milyar dolara ulaşması içten bile değildir" diye konuştu.

SİSTEMATİK ÇALIŞMALAR GELİŞTİRİYORUZ
Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir ise, "Marka olarak maalesef bazı pazarlarda zeytinyağımızın tanınırlığı konusunda olumsuzluklar yaşıyoruz. Daha fazla tanıtım yapmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu konuda Ticaret Bakanlığı olarak sistematik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Zeytin ticareti dünyada 2 milyar dolar seviyesinde. Zeytinyağı ticareti de 2 milyon ton ile 8.4 milyar dolar seviyesinde. Bizim ülkemizin toplam zeytin ve zeytinyağı ihracatının 320 milyon dolar seviyesinde olduğunu görüyoruz. Burada yol alacağımız çok önemli bir alan var. Bu iharcatı 1 milyar dolar seviyesine çıkarmak gerekiyor. Dünyada sağlık konusunda kaygılar arttıkça zeytin ve zeytinyağı tüketiminde artış oluyor" dedi.