Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tarım ve Orman Bakanlığı ile Aile ve Çalışma Sosyal Bakanlığının iş birliğinde İzmir'de "Sosyoekonomik Entegrasyonun Desteklenmesi ve Geçim Sağlama İmkânlarının Yaratılması Aracılığıyla Türkiye'de Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler ile Ev Sahibi Toplulukların Dayanıklılığının Geliştirilmesi" adlı projesi kapsamında kurulan "Uygulamalı Çiftçi Okulu" Seferihisar'da açıldı.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, AB İşleri ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Aylin Çağlayan Özcan, Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanı Sürur Kır, Seferihisar Kaymakamı Naci Aktaş'ın da katıldığı Uygulamalı Çiftçi Okulu açılışında proje faydalanıcıları ve üreticiler de hazır bulundu.
Açılışta konuşan İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen; "Tarımı sürdürülebilir kılmak, ayakta tutabilmek adına taşra teşkilatı olarak birçok etkinlikler, organizasyonlar ve eğitimler yapıyoruz. Bunların tamamıyla da üretimin, üreticinin, gıdanın, ne kadar önemli olduğunu anladığımız bu sektörün ayakta kalmasını sağlamaya çalışıyoruz. Yapmış olduğumuz çalışmalar, 4 milyon 360 bin nüfusu olan bu şehrin, 146 bin üretici ailesine ne kadar ihtiyacı olduğunu bilmemizden kaynaklanıyor. Esasen 146 bin çiftçi ailesi bu büyük nüfusun yanında bir damla gibi gözükse de eğer onlar üretim yapmazsa biz aç kalırız. Dolayısıyla bizim farklı sektörler de ve farklı başlıklar altında yapmış olduğumuz eğitimler ve organizasyonların yanında bugün burada da uygulamalı çiftçi okullarımızın açılışını gerçekleştireceğiz. İlimizde geçmiş yılda da devam eden ve 2 yıl daha sürecek olan bu proje kapsamında 2020 yılında 8 ilçemizde yarısı Suriyeli yarısı yerli vatandaşlarımızdan oluşan faydalanıcı grubumuzla bu okulu hayata geçireceğiz. Nihayetinde yine bu sektörün ayakta kalması noktasında bir katkı sağlayacağız" dedi.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Meyer-Landrut, projenin tarım sektörünün Kovid-19 sürecinden sonra daha büyük önem kazandığına işaret ederek, "Türkiye, şu anda önemli bir kısmı tarımda çalışan 3,8 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Mültecilerin öz güvenli ve dirençli olmalarını desteklemek, istihdam edilebilirliklerini artırarak onlara yeni iş olanakları sağlamak önemli." dedi. Projenin aynı zamanda ev sahibi topluluk üyelerinin istihdamını sağlayacağına da dikkati çeken Meyer-Landrut, şöyle devam etti: "Suriyeli mülteci akını ile karşı karşıya kaldıkları yeni ihtiyaçlarla başa çıkarken devlet kurumlarının da desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Proje, diğer girişimlerin yanı sıra, bu ihtiyaçlara doğru müdahalelerle yanıt vermek için oldukça iyi konumlandırıldı. Özellikle, temel faaliyetleriyle Kovid-19 salgınına karşı sektörü doğrudan ve dolaylı olarak destekleme potansiyeli olan bu projenin önemi daha da öne çıkıyor. Bu faaliyetler, tarımsal gıda teknik, mesleki eğitimlerin sağlanması, dil kursları, ücret karşılığı iş programları, iş fuarlarının düzenlenmesini de kapsamaktadır."Proje kapsamındaki faaliyetler için 10 milyon avro aktarıldığı bilgisini de veren Meyer-Landrut, "AB, Türk hükümetinin istihdam alanındaki etkileyici çabalarına, özellikle de yardım programının öncelikli alanları olan mültecilerin tarımsal istihdamına ve eğitim, sağlık ve korumaya yönelik diğer kritik çalışmalara katkıda bulunmaktan gurur duymaktadır" dedi.
Projenin detayları
Proje 30 aylık sürede Tarım ve Orman Bakanlığının yanı sıra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İŞ-KUR gibi kuruluşların iş birliğiyle İzmir, Adana, Bursa, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Manisa, Şanlıurfa ve Manisa'da yürütülecek. Faydalanıcılar arasından seçilecek 3 bin kişiye mesleki eğitim verilecek, 1500 faydalanıcı tarım iş gücü piyasasının talep tarafını desteklemek için uygulamalı çiftçi okulları sistemine dahil edilecek.Her proje ili için 2 istihdam fuarı olmak üzere toplam 20 istihdam fuarı düzenlenecek.Ayrıca, 250 faydalanıcı "Küçük Ölçekli Tarım Gıda Şirketleri için Hibe" programı tarafından desteklenecek.